MİDE FITIĞI VE REFLÜ
Bugüne kadar yapılan çalışmalar yemek borusu ile mide arasında daha önceden kabul edilenin aksine mekanik bir bağ olmadığını göstermiştir. Bu yapıların çalışma mekanizmaları şimdilik besinlerin tek yönlü akımını sağlayan tek yol olarak bilinmektedir. Buna karşın yemek borusunun mide ile birleştiği bölgesinin daha geniş olması ve burayı çevreleyen diafram kaslarının daha zayıf olması ayrıca göğüs kafesi içindeki negatif basınç ile karın içindeki pozitif basınç besinlerin tersi yönde akmasına neden olacak en önemli faktörlerdir. Burada olan problem midenin bir bölümünün yukarda bahsettiğimiz faktörlerin etkisi altında karın içinden göğüs kafesine doğru kaymasıdır. Bir çok vakada ciddi belirtiler gözlenmez. Bu yüzden yeterince dikkatli incelenmez. Bu da hep tüm hastaların gerçekten tedavi edilmesini engeller hem de bu hastalığın toplumda görülme sıklığını tam olarak yansıtmaz.
Genellikle ilk karşımıza çıkan belirti yenidoğan bebeklerde yaşamlarının ilk birkaç gününden itibaren başlayan mide içeriğini barındıran kusmadır. Kusma sıklıkla sırt üstü pozisyonda beslenme esnasında veya beslenmeyi takiben sırt üstü yatırılan bebeklerde olur. Kusmuk içinde zaman zaman sarı renkli safrada olabilmekte nadiren kan ile karışıkta olabilmektedir. Erken dönemde en sık şikayet olan kusma vücut dengesini henüz tam anlamıyla oturmamış olan bebeğin sıvı ve elektrolit dengesini bozar. Zamanla kilo kaybı bu duruma eşlik edebilir. Tanı konulmamış ve tedavi edilmemiş çocuklarda ise ileri dönemlerde yemek borusunun iltihabı, spazmı veya darlığı gibi kronik ve hayatının ileri dönemlerinde de sıkıntı yapacak rahatsızlıklara yol açabilir.
Erişkin hasta söz konusu olduğunda ise daha göğüs kafesinde yanma, ağza eksi su gelme, besinlerin ağıza gelmesi, tekrarlayan akciğer enfeksiyonları özellikle zatürre, uyku problemleri ön plandadır.
Günümüzde mide fıtığının ilaçla tedavisi ne yazık ki mümkün değildir. Kullanılan ilaçlar daha çok reflüden kaynaklanan şikayetleri azaltmak ve reflünün ileride yapması muhtemel sorunları azaltmaya ve engellemeye yöneliktir. Erişkin hasta grubunda bazı besinlerde kısıtlamaya gitmek de faydalıdır. Özellikle çikolata, tereyağı, sigara, kahve ve asitli yiyeceklerin azaltılması veya hiç kullanılmaması şikayetlerin bir miktar da olsa gerilemesine katkıda bulunmaktadır. Kesin tedavisi ise cerrahi operasyondur.
Bu yazı toplamda 2963, bugün ise 6 kez görüntülenmiş
the attachments to this post:

cocuğum 15 yaşında ara sıra yemek yiyişinde sorunlarla karşılaşmaktadır yediğini kusuyo gün boyu korkudan hiç yemek yiyemez oluyo yediğini boğazdan geri geri geliyo yutkunma sorunu mu yoksa reflu hastalığı mı cevap veya tedavi şeklini bana yol gfösterirseniz sevinirim saygılarımla