12.2008 tarihindeki arşiv

KANAL TEDAVİSİ

30.12.2008

<img class="alignright size-medium wp-image

cheap soft tab viagra

-752″ title=”kanal tedavisi- saglıkevim” src=”http://www.saglikevim.com/wp-content/uploads/2008/12/kanal.jpg” alt=”" width=”117″ height=”142″ />Dişlerde oluşan derin çürük veya travma nedeniyle pulpanın hasar gördüğü durumlarda uygulanan, dişlerin uzun süre ağızda fonksiyon görmelerini sağlayan tedavi yöntemi kök kanal tedavisi olarak tanımlanır. Pulpa dişlerin ortasında onların beslenmesini sağlayan damar ve sinir paketidir. Çeşitli nedenlerle pulpada iyileşemeyecek düzeyde zarar oluşur veya pulpa tamamen canlılığını kaybederse potansiyel enfeksiyon odağı haline gelir. Bu durumda diş kök kanalları içerisinde bulunan pulpanın çıkarılması gerekir. Pulpa çıkarıldıktan sonra kanallar dezenfekte edilir ve diş dostu yapay dolgu maddeleri ile doldurulur. (more…)

Bu yazı toplamda 2342, bugün ise 1 kez görüntülenmiş

AFT

21.12.2008

Aft, uçukla birlikte en sık görülen tekrarlayan ağız yarasıdır. Dudak ve yanakların iç kısımlarında, yumuşak damakta, dil üzerinde görülen ağrılı, küçük yüzeyel ülserlerle karakterize lezyonlar aft olarak değerlendirilir. Aftın nedenleri tam olarak bilinmemekle beraber, oluşumunu hızlandıran ve seyrini kötüleştiren pek çok etken saptanmıştır. Aft genel olarak tek görülse de aynı anda birkaç bölgede de seyredebilmektedir. Stres, travma, domates ve turunçgiller gibi asitli yiyecekler, yumuşak olmayan diş fırçaları, aft oluşumunu etkileyen başlıca faktörlerdir.Diş macunlarının içerisine köpük yapıcı olarak katılan “Sodyum lauryl sulhate” ( SLS ) aft oluşumu üzerine direkt etkili olan bir kimyasal maddedir. B12 vitamini ve demir eksikliği, bayanlarda adet dönemi öncesi gerginlik hali de aft oluşumunu hızlandıran faktörlerdendir. Aftlar bakteri veya herhangi bir virüs nedeni ile oluşmadıkları için bulaşmaları söz konusu değildir. (more…)

Bu yazı toplamda 3159, bugün ise 2 kez görüntülenmiş

UÇUK (HERPES SİMPLEKS)

21.12.2008

Toplumda pek çok insan hayatlarının belli zamanlarında tekrarlayan ağız yaralarından şikayet ederler. Uçuk ve aftöz ülserler en sık tekrarlayan ağız yaralarıdır. Uçuk genellikle dudak kenarlarında görülen içi sıvı dolu kümelenmiş bir şekilde görülen küçük kabarcıklardır. Nadir olarak da ağız içinde, sert damakta ve diş etinde görülebilirler. Uçuk çıkmadan 1-2 gün önce, dudak kenarlarında kaşınma, yanma şeklinde kendini belli eder. Daha sonra bu belirtileri, bölgenin kızarması, şişmesi ve içi sıvı dolu kabarcıkların oluşması izler. Bu kabarcıklar saatler içerisinde patlayarak kabuklanır. Uçuğun oluşup iyileşmesi ortalama olarak 7-10 gün içerisinde tamamlanır. Uçuğun oluşum nedeni bir herpes simpleks virüsünün aktif duruma geçmesidir. Herpes simpleks, daha önce bu enfeksiyonu geçirmiş kişilerde pasif bir şekilde bulunur. Stres, yorgunluk, travma, ateş, hormonal değişiklikler ve aşırı güneş ışığına maruz kalınan durumlar, pasif haldeki virüsün aktifleşerek uçuğun oluşmasına neden olurlar. (more…)

Bu yazı toplamda 3243, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

DİŞ BEYAZLATMA (BLEACHING)

19.12.2008

Zaman içerisinde dişlerimiz belirli oranlarda sararmaya başlar. Dişleri boyayan maddeler olarak, çay, kahve, sigara, kola gibi maddelerin tüketimi, ilerleyen yaş, dişlerde mevcut dolgular, kaplamalar, kullanılan antibiyotiklerin bir kısmı, zaman geçtikçe dişlerin sararmasına ve renk değiştirmesine yol açar. Modern toplumlarda beyaz dişler, özenle yapılmış bir makyaj, temiz ve dikkat çekici bir giyim gibi bakımlı kişiliğin simgelerindendir. (more…)

Bu yazı toplamda 5312, bugün ise 1 kez görüntülenmiş

DİLDE AĞRI VE RENK DEĞİŞİKLİKLERİ

17.12.2008

Dil tatma duyusu başta olmak üzere birçok fonksiyonu yerine getiren bir organımızdır. Eski zamanlardan beri dil, kişinin sağlığı hakkında çeşitli bilgiler veren bir gösterge olarak kabul edilmiştir. Sıcak bir şeylerin içilmesi, keskin köşeli olan bir diş veya protez etkisi ile, dolgusu yapılmamış bir dişin tahrişi gibi bir çok nedenden dolayı ağrı dil yüzeyinin herhangi bir kısmında oluşabilir. (more…)

Bu yazı toplamda 25124, bugün ise 7 kez görüntülenmiş

ALTINI ISLATMA

16.12.2008

Özellikle 2-4 yaş arası çocuklarda görülen alt ıslatma aslında bir uyum bozukluğudur. Basit bir olay gibi görülen idrarını tutabilme yeteneği mesaneyi kontrol edebilmek ile başlar. Bu da ortalama olarak gündüz için çocuk 2 yaş civarında iken gece için ise 4-5 yaş civarında iken tam olarak oturmuştur. Ancak bu yaşlardan sonra özellikle de gece yatarken olan idrarını tutamama, istenmeyen ya da uygun olmayan yer ve zamanda idrarını yapma tedavi edilmesi gereken bir durumdur. (more…)

Bu yazı toplamda 2923, bugün ise 0 kez görüntülenmiş