10.12.2008 tarihindeki arşiv

İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARI

10.12.2008

İdrarda ve/veya idrar yollarının herhangi bir kısmında enfeksiyona yol açacak bir ajanın olması ve hastanın bu durumla ilgili şikayetlerinin olması durumudur. İdrarda yanma, renk değişikliği idrar yolu enfeksiyonları için en belirleyici şikayetlerdir. Bu kişilerde kesin tanıyı koyabilmek için idrar tahlili ve idrar kültürü yapılmalıdır. Normal yollardan alınan idrar örneklerinde 100.000’den fazla mikroorganizma olması tanı için gerekli iken, direk mesaneden alınan örneklerde daha az sayıda mikroorganizma tanı için yeterlidir. İdrar yaparken yanma, altına kaçırma, idrarın tam bitmemesi hissi sistit, üretrit gibi alt idrar yollarının enfeksiyonunda en belirgin şikayetler iken, böbreğin iltihaplanması (piyelonefrit) gibi durumlarda ateş, yan ağrısı ve genel durum bozuklukları yukarıda ki tabloya eklenmektedir. (more…)

Bu yazı toplamda 1762, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

ORGAN VE DOKU NAKLİ HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ

10.12.2008

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç:

Madde 1: Bu Yönetmeliğin amacı, tedavisi doku veya organ nakli ile mümkün olan hastaların hayatiyetini sürdürmek için nakilleri gerçekleştirecek organ ve doku nakli merkezlerinin, organ ve doku kaynağı merkezlerinin ve doku tipleme ünitelerinin açılması, çalışması ve denetimi ile bunların bağlı olduğu kamu kurum ve kuruluşları ile özel kuruluşların uymak zorunda oldukları usul ve esasları düzenlemek, organ ve doku nakli hizmetlerinin yürütülmesinde uyulması gereken

esasları belirlemektir. (more…)

Bu yazı toplamda 840, bugün ise 1 kez görüntülenmiş

ORGAN NAKLİ KANUNU

10.12.2008

Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanun (Resmi Gazete, 3 Haziran 1979, Sayı 16655).

Madde 11: Bu kanunun uygulanması ile ilgili olarak tıbbi ölüm hali, bilimin ülkede ulaştığı düzeydeki kuralları ve yöntemleri uygulanmak suretiyle, biri kardiyolog, biri nörolog, biri nöroşirürjiyen ve biri de anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanından oluşan 4 kişilik hekimler kurulunca oy birliği ile saptanır.

Madde 12: Alıcının müdavi hekimi ile organ ve doku alınması, saklanması, aşılanması ve naklini gerçekleştirecek olan hekimlerin, ölüm halini saptayacak olan hekimler kurulunda yer almaları yasaktır.

Madde 13: 11. maddeye göre ölüm halini saptayan hekimlerin ölüm tarihini, saatini ve ölüm halinin nasıl saptandığını gösteren ve imzalarını taşıyan bir tutanak düzenleyip, organ ve dokunun alındığı sağlık kurumuna vermek zorundadırlar. Bu tutanak ve ekleri ilgili sağlık kurumunda on yıl süre ile saklanır. (more…)

Bu yazı toplamda 706, bugün ise 1 kez görüntülenmiş

ORGAN BAĞIŞI

10.12.2008

Onsekiz yaşını doldurmuş ve akli dengesi yerinde olan herkes organlarının tamamını veya bir bölümünü bağışlayabilir. Bağışlanmış olan organın uygunluğu vericinin ölümünden sonra görevliler tarafından araştırılır. Günümüz de tıpta ki tüm yeniliklere rağmen ne yazık ki tedavisi tam olarak yapılamayan hastalıklar vardır. Bu gruptaki hastalıkların bir kısmının tedaviside sadece organ ve doku nakli ile mümkündür. Bu hastalıklar tüm dünyanın olduğu gibi, ülkemizin de en önemli sağlık sorunlarının başında yer almaktadır. Türkiye’de, organ ve doku nakli bekleyen hastaların sayısı her geçen gün artmaktadır. Özellikle kalp ve karaciğer nakli bekleyen hastalar, ne yazık ki uygun organ bulunamaması nedeniyle hayatlarını kısa süre içinde kaybetmektedirler. Nakil yapılabilen organ ve dokular; böbrek, karaciğer, kalp, akciğer, pankreas ve ince bağırsak, kalp kapağı, kornea, kemik iliği ve deridir. (more…)

Bu yazı toplamda 2479, bugün ise 3 kez görüntülenmiş

BÖĞÜR AĞRISI

10.12.2008

Böbrek hastalıklarına ait en önemli şikayetlerden biri olan böğür ağrısı insan hayatında olabilecek en şiddetli ağrılardan biridir. Bu ağrının kendine özgü bir şekli vardır. Var olan ağrı tüm gün kendini hissettirir, neredeyse hiç kaybolmaz ancak gün içinde ataklar halinde şiddetlenir. Bu ataklar esnasında ağrının şiddeti kişiyi kıvrandıracak kadar yüksektir. Ataklar dışında kişinin ağrısı olsa bile, bu ağrı günlük işlerini yerine getirmesine engel değildir. Ağrı eğer böbrek kaynaklı ise sırt bölgesinde, belde, karında, kasıkta veya genital organlarda yerleşmiştir veya ilerleyen süre ile birlikte buralara da yayılır. Böbrek taşının ağrısına göre daha hafif bir ağrıdır ve hastalarda bulantı kusma çok sık görülmez. Daha çok böbrekte ki iltihabi olaylarda, böbrek damarlarının tıkanıklıklarında, idrar yollarında ki tıkanıklığa bağlı olarak böbrekte idrarın göllenmesi gibi olaylar böbrek kaynaklı böğür ağrısına neden olur. Böbrekte ki kistlerin patlaması ve gene böbrekte ki bir kanserin kanaması da benzer bulgulara yol açacaktır.

Bu yazı toplamda 8462, bugün ise 2 kez görüntülenmiş