APANDİSİT

Toplumda en çok bilinen hastalıklardan biri olan apandisit karnında ağrısı olan herkesin kendi başına gelmesinden korktuğu bir hastalık olarak popülaritesini korumaktadır. Apandisit, appendiks denilen ince barsak ile kalın barsağın birleştiği bölgeye yakın bir yerleşim gösteren, genellikle karnın sağ alt kısmında bulunana bir barsak parçasıdır.

Appandiks denen bu organ diğer barsak kısımlarına göre biraz daha küçük ve kör sonlanan bir organdır. Bu yüzden barsakla birleşen kısmında tıkanıklığa yol açacak her durum apandisit için bir risktir. Bu açıklığın tıkandığı durumlarda appendiks önce ödemlenir ve şişer. Eğer tıkanıklık kendiliğinden açılır ise sorun ortadan kalkar. Ancak tıkanıklığın devam etmesi durumunda ise şikayetler artar. Kişi bir sağlık kurumuna başvurmada geç kalır veya tanı geç konulur ise appendiksin yırtılması durumu söz konusudur.

Bu hastalarda en çok bilinen şikayet karın ağrısı da olsa iştahsızlık apandisitin ilk bulgusudur. Karında özellikle de karnın sağ alt kısmında olan ağrı ise en çok başvuru sebebidir. Ağrılar genellikle göbek çevresinde başlar ve birkaç saat içinde sağ alt karın bölgesinde yoğunlaşır. Bu ağrılara eşlik eden sarı yeşil renkli safralı kusma ise bir diğer önemli bulgudur. Ancak appendiks eğer yırtılmışsa tüm karında yayagın ağrı ve hassasiyet ön planda olacaktır. Kişi bulunduğu pozisyonu bozmak istemeyecektir çünkü ağrıları hareketle artıyor olacaktır.

İştahsızlığın eşlik ettiği karın ağrısı ve safralı kusma mutlaka apandisit yönünden araştırılmayı hakeden bir tablodur. Tanıda kan tahlilleri, idrar tahlili, karın filmi ve ultrasound en önemli araçlardır. Ancak bunların herbiri tanı koymak yerine aynı şikayetlere yol açacak diğer tabloların olup olmadığını gösterebilmek içindir. Kesin tanı ancak cerrahi işlem esnasında konulur. Tanıyı olabildiğince erken koymak ve cerrahi olarak en kısa zamanda appendiksin çıkarımını yapmak en önemli şeydir.

Bu yazı toplamda 3049, bugün ise 1 kez görüntülenmiş


Yorumunuz