Archive for the ‘Çocuk Cerrahisi’ Category

BAYILMA

Sunday, July 26th, 2009

Baygınlık ve baş dönmeleri ile karşılaşıldığında öncelikle hastayı sırt üstü yatırmak gerekir. Hastanın başı vücut seviyesinde veya vücut seviyesinden az daha aşağıda olmalıdır. Bunu en kolay ayaklarını vücut seviyesinden biraz daha yükseğe kaldırarak sağlanabilir. Hastada sıkı bir yaka veya boyun bağı varsa bunları gevşetmek ve hastanın rahat nefes almasını sağlamak gerekir. Nefes alması yetersizse suni solunum yapmanın zamanı gelmiş demektir. Hasta tam olarak kendine gelene kadar yerinden kaldırılmamalıdır. Bayılmaların birden fazla sebebi olabileceğinden herhangi bir acil durumla karşılaşılma ihtimaline karşın bir sağlık ekibine mutlaka haber verilmelidir.

Bu yazı toplamda 2279, bugün ise 4 kez görüntülenmiş

YABANCI CİSİM YUTMA

Saturday, February 28th, 2009

Daha çok çocukluk çağında karşılaştığımız tablolardan biri olan özellikle de erken çocukluk döneminde sık rastlanılan tablolardan biride nesnelerin yutulmasıdır. Özellikle bu dönemde ki çocukların etrafında ki nesneleri tanımak için ağızlarını kullanması bu olayların görülme sıklığını arttırmaktadır. Oyuncak parçaları, kumanda ve saat pilleri vb nesneler çocukların devamlı etrafında olan nesneler olduklarından en sık bu cisimlerin yutulması olayı ile karşılaşılınır. Bu maddeler yutulmalarının ardından solunum yollarına kaçtığında olanın aksine genelde bir şikayet yapmazlar. Yutulan nesneler yemek borusundan mideye geçerler ise barsakları takip ederek dışkılama yolu ile atılabilirler. Ancak mideye geçemezler veya herhangi bir yerde takılırlar ise o zaman müdahale edilmeleri gereklidir. Özelliklede piller mide barsak sistemi içinde herhangi bir yerde takılırlar ise pilin negatif elektrodu hidrolize olur ve takıldığı yeri eritir. Bu hastalarda yapılması gereken tek şey seri grafiler ile yutulan nesnenin ilerleyip ilerlemediğinin görülmesidir.

Bu yazı toplamda 3683, bugün ise 4 kez görüntülenmiş

YABANCI CİSİM ASPİRASYONU

Thursday, February 26th, 2009

Nesneleri tanımaya, tutmaya, yürümeye yeni başlayan kısacası hayatı yeni keşfetmeye başlayan çocuk için en önemli organ ağzıdır. Karşısına çıkan her şeyi öncelikle ağzına götürecektir. Biraz daha büyük çocuklar ise bu işi oyunun bir parçası olarak göreceklerdir. Başlangıcı her nasıl olur ise olsun çocuğun ağzında ki bir nesnenin solunum yollarına kaçması çocuk için tehlikeli bir durumdur ve zamanında müdahale edilmediği takdirde çocuk için yaşamı tehdit eder bir hal alabilir. Ülkemizde solunum yollarına en çok kaçan şey kuruyemişlerdir, bunu nazarlık, altın gibi nesnelerin takıldığı iğneler ve daha sonra da kalemlerin arkasında ki silgiler ve kalem kapakları gelmektedir. Bunların dışında nohut, kurufasulye gibi yiyeceklerde sıkça solunum yollarına kaçarlar. (more…)

Bu yazı toplamda 4073, bugün ise 1 kez görüntülenmiş

KUSMA

Sunday, January 25th, 2009

Kusma mide içeriğinin alışılagelmişin aksi yönünde ağızdan dışarı atılmasıdır. Hayatımızın birçok döneminde karşılaştığımız bu durumda önemli olan kusmanın nasıl olduğu, kusmuğun rengi, içeriği ve miktarıdır. Örneğin fışkırır tarzda kusma daha çok kafa travmalarında karşılaşılan ve kafa içi basıncının yükseldiğini gösteren bir durumdur. Bunun dışında özellikle yeni doğan çocuklarrda reflüye bağlı gıdavi kusmalar çocuğun genel durumunu bozmadığı sürece normal kabul edilen bir durumdur. Beslenme sırasında çocuğun daha dik pozisyonda tutulması, miktar olarak daha az beslenmesi, beslenme sonrası hemen yatırılmaması en başta gelen önlemlerdir. Okul çağı çocuklarında sık görülen bir diğer tablo ise balgam içerikli kusmadır. Özellikle üst solunum yolu enfeksiyonunun olduğu dönemde geniz akıntısı nedeniyle çocukların balgamlarını yutarlar. Balgam mide için uyarıcı bır maddedir ve çocuğu sık sık kusturur. Kusmuğun renginin sarı yeşil renkli olması ise biraz daha ciddi bir tabloya işaret eder. daha çok cerrahi yaklaşım gerektiren durumlarda olan bu tabloda çocuk beslenmemesine rağmen kusmaya devam etmektedir. Apandisit, barsak düğümlenmesi veya yapışıklıkları gibi tablolar bu şikayete yol açabilir.

Bu yazı toplamda 4151, bugün ise 2 kez görüntülenmiş

APANDİSİT

Sunday, January 25th, 2009

Toplumda en çok bilinen hastalıklardan biri olan apandisit karnında ağrısı olan herkesin kendi başına gelmesinden korktuğu bir hastalık olarak popülaritesini korumaktadır. Apandisit, appendiks denilen ince barsak ile kalın barsağın birleştiği bölgeye yakın bir yerleşim gösteren, genellikle karnın sağ alt kısmında bulunana bir barsak parçasıdır.

Appandiks denen bu organ diğer barsak kısımlarına göre biraz daha küçük ve kör sonlanan bir organdır. Bu yüzden barsakla birleşen kısmında tıkanıklığa yol açacak her durum apandisit için bir risktir. Bu açıklığın tıkandığı durumlarda appendiks önce ödemlenir ve şişer. Eğer tıkanıklık kendiliğinden açılır ise sorun ortadan kalkar. Ancak tıkanıklığın devam etmesi durumunda ise şikayetler artar. Kişi bir sağlık kurumuna başvurmada geç kalır veya tanı geç konulur ise appendiksin yırtılması durumu söz konusudur. (more…)

Bu yazı toplamda 5163, bugün ise 2 kez görüntülenmiş

ALTINI ISLATMA

Tuesday, December 16th, 2008

Özellikle 2-4 yaş arası çocuklarda görülen alt ıslatma aslında bir uyum bozukluğudur. Basit bir olay gibi görülen idrarını tutabilme yeteneği mesaneyi kontrol edebilmek ile başlar. Bu da ortalama olarak gündüz için çocuk 2 yaş civarında iken gece için ise 4-5 yaş civarında iken tam olarak oturmuştur. Ancak bu yaşlardan sonra özellikle de gece yatarken olan idrarını tutamama, istenmeyen ya da uygun olmayan yer ve zamanda idrarını yapma tedavi edilmesi gereken bir durumdur. (more…)

Bu yazı toplamda 3671, bugün ise 0 kez görüntülenmiş