Archive for the ‘Jinekolojik Hastalıklar’ Category

PRENATAL TANI

Wednesday, February 25th, 2009

Prenatal dönem kelime anlamı olarak gebeliğin başladığı andan doğumun gerçekleştiği ana kadar olan dönemi kapsar. Bu dönem bebek oluşum ve gelişiminin gerçekleştiği zaman dilimidir. Annenin bu dönemde kullandığı ilaçlar, yaptığı hareketler, içinde bulunduğu her tür durum bebeği direk olarak etkileyecektir. Bahsi geçen çevresel faktörlerden bağımsız olarak birde genetik faktörler vardır. Çevresel faktörler kontrol edilebildiği halde genetik faktörler çoğu zaman kontrol edilemezler hatta sonuçları ortaya çıkıncaya kadar farkedilmezler. Söz konusu olan anne karnında ki canlı olunca bu sonuçları görmek ancak doğum sonrasında mümkün olabilmektedir. Ancak son yıllarda teknolojinin hzılı bir şekilde ilerlemesi, buna paralel olarak tıp bilimi ile teknolojinin bir arada değerlendirilmesi bu ortaya çıkan sonuçların bir kısmını veya ön habercilerini doğumdan önce görmemizi sağlamaktadırlar.

Prenatal dönem kelime anlamı olarak gebeliğin başladığı andan doğumun gerçekleştiği ana kadar olan dönemi kapsar. Bu dönem bebek oluşum ve gelişiminin gerçekleştiği zaman dilimidir. Annenin bu dönemde kullandığı ilaçlar, yaptığı hareketler, içinde bulunduğu her tür durum bebeği direk olarak etkileyecektir. Bahsi geçen çevresel faktörlerden bağımsız olarak birde genetik faktörler vardır. Çevresel faktörler kontrol edilebildiği halde genetik faktörler çoğu zaman kontrol edilemezler hatta sonuçları ortaya çıkıncaya kadar farkedilmezler. Söz konusu olan anne karnında ki canlı olunca bu sonuçları görmek ancak doğum sonrasında mümkün olabilmektedir. Ancak son yıllarda teknolojinin hzılı bir şekilde ilerlemesi, buna paralel olarak tıp bilimi ile teknolojinin bir arada değerlendirilmesi bu ortaya çıkan sonuçların bir kısmını veya ön habercilerini doğumdan önce görmemizi sağlamaktadırlar. Prenatal dönem kelime anlamı olarak gebeliğin başladığı andan doğumun gerçekleştiği ana kadar olan dönemi kapsar. Bu dönem bebek oluşum ve gelişiminin gerçekleştiği zaman dilimidir. Annenin bu dönemde kullandığı ilaçlar, yaptığı hareketler, içinde bulunduğu her tür durum bebeği direk olarak etkileyecektir. Bahsi geçen çevresel faktörlerden bağımsız olarak birde genetik faktörler vardır. Çevresel faktörler kontrol edilebildiği halde genetik faktörler çoğu zaman kontrol edilemezler hatta sonuçları ortaya çıkıncaya kadar farkedilmezler. Söz konusu olan anne karnında ki canlı olunca bu sonuçları görmek ancak doğum sonrasında mümkün olabilmektedir. Ancak son yıllarda teknolojinin hzılı bir şekilde ilerlemesi, buna paralel olarak tıp bilimi ile teknolojinin bir arada değerlendirilmesi bu ortaya çıkan sonuçların bir kısmını veya ön habercilerini doğumdan önce görmemizi sağlamaktadırlar.

Prenatal dönem kelime anlamı olarak gebeliğin başladığı andan doğumun gerçekleştiği ana kadar olan dönemi kapsar. Bu dönem bebek oluşum ve gelişiminin gerçekleştiği zaman dilimidir. Annenin bu dönemde kullandığı ilaçlar, yaptığı hareketler, içinde bulunduğu her tür durum bebeği direk olarak etkileyecektir. Bahsi geçen çevresel faktörlerden bağımsız olarak birde genetik faktörler vardır. Çevresel faktörler kontrol edilebildiği halde genetik faktörler çoğu zaman kontrol edilemezler hatta sonuçları ortaya çıkıncaya kadar farkedilmezler. Söz konusu olan anne karnında ki canlı olunca bu sonuçları görmek ancak doğum sonrasında mümkün olabilmektedir. Ancak son yıllarda teknolojinin hzılı bir şekilde ilerlemesi, buna paralel olarak tıp bilimi ile teknolojinin bir arada değerlendirilmesi bu ortaya çıkan sonuçların bir kısmını veya ön habercilerini doğumdan önce görmemizi sağlamaktadırlar. (more…)

Bu yazı toplamda 4569, bugün ise 2 kez görüntülenmiş

ÜRİNER İNKONTİNANS

Saturday, December 6th, 2008

Üriner inkontinans sosyal ve hijyenik sorun yaratan ve objektif olarak gösterilebilen istemsiz idrar kaçırılmasıdır. Hastalar tarafından ifadesi çok da kolay olmayan bir sorundur. Eğer şikayetler karın bölgesinde ki basınç artışı nedeniyle oluyorsa stres inkontinans, idrar torbasının istemsiz kasılmalarına bağlı oluyorsa urge inkontinans olarak adlandırılır. Bu şikayet diabeti olanlarda, damarsal hastalıkları olanlarda, kronik akciğer ve nörolojik hastalıkları olanalarda görülür. Kimi ilaçlarda benzer şikayetlere yol açabilir. Bu hastalarda fizik muayene ve rutin tam idrar tetkikini takiben mesanede kalan idrar miktarının ölçümü ve ürodinamik çalışmlar yapılır. Ürodinamik çalışmalarda hastanın mesanesine kateter takılır ve mesane serum fizyolojik ile doldurulur. Mesane doldurulurken ve doldurulduktan sonra da öksürme, hapşırma, çömelme gibi karın içi basıncı artıran uygulamaların ardından idrar yolları ve mesanedeki basınç kontrol edilir. Eğer basınç artışını takiben idrar kaçırma tespit edilir ise hastaya stres inkontinansı tanısı konulur. Tedavi de esas cerrahi olarak düzeltilmesidir.

Bu yazı toplamda 23009, bugün ise 3 kez görüntülenmiş

RAHİM DUVARI KALINLAŞMASI

Saturday, December 6th, 2008

Rahim duvarı salgı yapan bezler ve duvar bütünlüğünü oluşturan bağ dokudan oluşmaktadır. Bu iki yapının birden miktar olarak artması sonucunda rahim duvar kalınlaşması meydana gelir. Çok büyük kısmı progesteron tarafından karşılanmamış aşırı östrojen maruziyeti nedeniyle olur. Bu durumun da en sık sebebi yumurta atılımının olmadığı adet dönemleridir. (more…)

Bu yazı toplamda 258599, bugün ise 30 kez görüntülenmiş

RAHİM AĞZI KANSERİ

Saturday, December 6th, 2008

Sıklıkla 52 yaş civarı görülen önlenebilir olarak kabul edilen bir kanser türüdür. Hastalar genelde 45-55 yaş arası, çok doğum yapmış, erken yaşta evlenmiş ve ilk doğumunu erken yaşta yapmış bayanlardır. Sosyoekonomik olarak geri kalmış bölgelerde yaşayanlarda, sigara içenlerde daha sık görülür. Doğum kontrol haplarının rahim ağzı kanseri riskini arttırdığı kabul edilsede bu daha çok cinsel deneyime erken yaşta başlama, birden fazla kişi ile ilişkiye girme, cinsel yolla bulaşan hastalıklara mazur kalınması gibi etkenlere bağlı olduğu düşünülür. (more…)

Bu yazı toplamda 17138, bugün ise 3 kez görüntülenmiş

MİYOM

Saturday, December 6th, 2008

Otuz beş yaş üzerinde her 4-5 kadından birinde görülen miyomlar bu yaş grubu kadınların kadın doğum polikliniklerine en sık başvuru nedenidir. Miyomlar kadınlarda karın içi cerrahilerin ve rahim alınmasının en sık sebebidir. Tek olarak görülebildiği gibi sıklıkla birden fazladır. Çok büyük kısmı herhangi bir bulgu vermez. Şikayet yaratanlarda ise en sık kanama görülür. Kanama daha çok uzamış ve fazla miktarda adet kanaması olarak görülür. Ayrıca kronik alt karın bölgesinde ağrıda sık görülen bir şikayettir. (more…)

Bu yazı toplamda 5654, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

DOĞUM KONTROL HAPLARI KANSER İLİŞKİSİ

Tuesday, December 2nd, 2008

Yaygın kullanım alanı nedeniyle doğum kontrol hapları hakkında çok fazla araştırma yapılmaktadır. Bunlardan kanserle ilişkisi sık sık gündeme gelmektedir. Bugüne kadar yapılan araştırmaların sonucunda oniki aylık doğum kontrol hapı kullanımını takiben 15 yıl iinde rahim kanseri gelişme riski %50 azalmaktadır. Yumurtalık kanseri riski kullanım süresiyle orantılı olarak %40 oranında azalır. Buna rağmen 12 aylık kullanımı takiben rahim ağzı kanseri, karaciğerde adenom riskinde artma gözlenmektedir. İki yıllık kullanım ardından meme hastalıklarına karşı koruyucu iken 45 yaş öncesi uzun süre bu hapları kullananlarda hafif bir risk artışı gözlenmektedir.

Bu yazı toplamda 2597, bugün ise 0 kez görüntülenmiş