Archive for the ‘Onkololojik Hastalıklar’ Category
Monday, August 17th, 2009
Akciğer Kanseri Nedir?
Kanserler genellikle ilk ortaya çıktığı dokuya göre adlandırılır. Akciğer kanseri ilk önce akciğerde başlar. Küçük hücreli akciğer kanseri akciğer dokularında kanser (habis, kötü huylu) hücrelerinin bulunduğu bir hastalıktır. Akciğerler göğüs boşluğumuzun büyük kısmını dolduran koni şeklinde, süngerimsi yapıda bir çift organdır (Şekil 1). Akciğerlerin başlıca görevi, vücut hücrelerinin artık maddesi olan karbondioksiti vücuttan atmak ve yaşam için temel gereksinim olan oksijeni vücuda almaktır. Akciğerler başlıca “bronş” denen hava içeren tüplerden, “alveol” denen hava keseciklerinden, kan ve akkan (lenf sıvısı) damarlarından oluşmuştur.
Şekil 1. Akciğerlerin yapısı.
Hücrelerin mikroskop altındaki görüntülerine dayanarak başlıca iki tip akciğer kanseri vardır: küçük hücreli akciğer kanseri ve küçük hücreli olmayan akciğer kanseri. (more…)
Bu yazı toplamda 4200, bugün ise 0 kez görüntülenmiş
Tags: akciğer, akciğer kanseri erken teşhis, akciğer kanseri nasıl tedavi edilir, akciğer kanseri nedir, akciğer kanseri tedavisi
Posted in Göğüs Hastalıkları, Onkololojik Hastalıklar | No Comments »
Wednesday, November 26th, 2008
İnsan vücudu içinde bulunduğu çevreden bağımsız olarak kendi ısısını belli bir seviyede tutmaya çalışır. Bu durum ancak beyin ve çevre dokularda bulunan ısı kontrol merkezlerinin düzgün ve koordineli çalışması sayesinde mümkün olabilmektedir. Bu sistemler birbirleri ile devamlı iletişim içinde bulunarak yeri geldiğinde vücudun ısısını arttırarak yeri geldiğinde ısı kaybına yol açarak vücut ısısını normal değerler arasında tutar. (more…)
Bu yazı toplamda 4264, bugün ise 7 kez görüntülenmiş
Tags: ateş nasıl düşürülür, ateş nasıl ölçülür, Ateş nedir, ateşin değeri kaçtır, ateşin tedavisi nedir, hipertermi, hipotermi nedir, yüksek ateş nasıl düşürülür, yüksek ateşin sebepleri nedir
Posted in Bulaşıcı Hastalıklar, Çocuk Hastalıkları, Göğüs Hastalıkları, Hematolojik Hastalıklar, Onkololojik Hastalıklar | No Comments »
Wednesday, October 15th, 2008
Daha önceki yazımızda da bahsettiğimiz gibi tümör hücreleri aslında bizim kendi hücrelerimiz ile aynı yapıdadır. Sadece kontrolsüz çoğalmaktadır. Tedavi sırasında bu hücrelerin yıkımı sonucu tıpkı normal hücre ölümlerinden sonra olduğu gibi bazı maddeler oluşmaktadır. Ama normalden farklı olarak tümör dokusunun miktarının fazlalığıyla doğru orantılı olarak ortaya çıkan maddelerin miktarıda fazladır. Bu maddeler zamanla böbreğin kapasitesini aşarlar ve kanda üre, potasyum ve fosfor gibi maddeler birikir. Bu özellikle kanser hastalarında en sık görülen acil durumlardan biridir. Hasta da artan bu maddelere bağlı olarak akut böbrek yetmezliği gelişebilir. Kalsiyum eksikliğine bağlı olarak kasılmalar, potasyum yüksekliğine bağlı olarak kas ve sinir şikayetleri, kalp ritim problemleri, EKG değişiklikleri, solunum durması görülebilir.
Bu yazı toplamda 4149, bugün ise 3 kez görüntülenmiş
Tags: böbrek yetmezliği, büyük tümör kitlesi, hiperpotasemi, hiperürisemi, hipokalsemi, kalp ritim problemleri, kemoterapi komplikasyonları, kemoterapi yan etkileri, tümor, tümör lizis sendromu
Posted in Onkololojik Hastalıklar | No Comments »
Tuesday, October 14th, 2008
Bu yazımızda hepimizin hayatında sıkça duymuş olduğu kanser, tümör, ur gibi farklı isimlerle anılmakla beraber esasında aynı olan bir kavramın, bir hastalıklar zincirinin genel olarak sebebplerine değineceğiz. Tümör kavramı çok geniş bir kavramdır. En basit haliyle normal vücut hücresinin kontrolsüz olarak çoğalması ve büyümesidir. Tümörlerde tedaviyi zorlaştıran en büyük etkende budur. Tümör hücreleri kişinin normal hücreleri ile neredeyse aynı yapıdadır. (more…)
Bu yazı toplamda 15713, bugün ise 3 kez görüntülenmiş
Tags: aflatoksin, ağız içi, akciğer kanseri, alkilleyici, alkol, androjen, asbestos, barsak, böbrek, burun, çay, çevresel, deri, dietilstibestrol, ebv, genetik, gırtlak, halojen, hepatik anjiokarsinoma, hepatik karsinom, hepatit b, hepatit c, hepatoma, idrar kesesi, immünsupresan, kanser, karaciğer, kimyasal madde, kontrolsüz çoğalma, lenfoma, lifli gıda, lösemi, melanom, meme kanseri, mezotelyoma, mide, nöroblastom, östrojen, pankraes, papilloma, pheytoin, progesteron, radon, radyasyon, rahim ağzı, sarımsak, schistosoma hematobium, selenyum, serviks, siklofosfamid, soluk borusu, tümor, tütün, ultraviole, vajen, vinyl kloridal, yağlı diyet, yemek borusu
Posted in Onkololojik Hastalıklar | No Comments »
Tuesday, September 30th, 2008
Sıklıkla 45-50 yaş arası bayanlarda görülen lösemi türü olup günümüzde bilinen tek sebebi radyasyona maruziyettir. Hastalığa ait en klasik bulgu Philedelphia kromozomudur (9.ve 22. kromozomlar arasında değişim olması). Bu hastalarda halsizlik, erken doyma, karında dolgunluk hissi en sık görülen bulgulardır. Kanama ve kanın damar içinde pıhtılaşarak tıkanıklığa yol açması görülebilir. Mide ve barsak ülserleri hastalığa eşlik edebilir. Dalak büyümesi sık görülürken diğer organların büyümesi daha nadirdir. Hastalık üç şekilde devam eder. Ya kronik olarak seyreder, ya hızlanarak durumu kötüleştirir ya da akut lösemiye dönüşür. Tedavide tüm evrelerde kemoterapi uygulanır.
Bu yazı toplamda 3515, bugün ise 0 kez görüntülenmiş
Tags: 9-22 translokasyonu, barsak ülseri, dalak büyümesi, damar tıkanıklıkğı, erken doyma, halsizlik, kanama, karında dolgunluk hissi, kronik myelositer anemi, mide ülseri, organ büyümesi, philedelphia kromozomu, splenomegali, ülser
Posted in Hematolojik Hastalıklar, Onkololojik Hastalıklar | No Comments »
Tuesday, September 30th, 2008
Genellikle ileri yaş popülasyonda karşımıza çıkan bir lösemi türüdür. Genel olarak hastaların bir şikayeti yoktur. Başka nedenlerle doktora başvuran kişilerde yapılan rutin kan tetkikleri sırasında beyaz kan hücrelerinin yüksek olması ile karşımıza çıkar. Eğer hastada bir şikayet olacaksa ilk şikayet genelde tüm vücutta yaygın bezelerdir. Dalakta büyüme, kansızlık ve kanamalarda şikayet konusu olabilir. Kadınlarda daha sık görülür. Sebep olara virüsler ya da radyasyon gösterilememiştir. Erken evre hastalar sadece takip edilirken ileri evre hastalarda kemoterapi ilk tercihtir.
Bu yazı toplamda 3924, bugün ise 1 kez görüntülenmiş
Tags: akut lenfoid lösemi, akut lösemi, akut myeloid lösemi, all, aml, anemi, beyaz kan hücreleri, dic, ileri yaşta kanser, kanama, kanamanın durmaması, lenfosit, lenfositopeni, lökopeni, lökosit, lökosit yüksekliği, lökositoz, lösemi, lösemi kimlerde görülür, lösemi kronik lösemi, lösemi ne şikayete yol açar, löseminin iyi kriterleri, löseminin nedenleri, lösemiye ne sebep olur, pansitopeni, sık enfeksiyon geçirme, tombositopeni, yaygın beze, yaygın lap, yaygın lenf bezi büyümesi, yaygın lenfadenopati
Posted in Hematolojik Hastalıklar, Onkololojik Hastalıklar | 2 Comments »