Son günlerin herkesi paniğe sevk eden konusu; Batı Nil Virüsü. Sitemizde sizlere bu virüsü tanıtabilmek, bu virüs hakkında dikkatli olmanız gerekenler konusunda sizleri uyarmak amacı ile yeni bir konu açıyoruz. Hem virüs ile ilgili yetkili makamların yapmış oldukları açıklamaları sizlere ulaştıracağız hem de ulusal ve uluslar arası medya ve sağlık kuruluşlarının konu ile ilgili görüşlerini sizlere ileteceğiz. Umarız tüm bu bilgiler sizlere yardımcı olacaktır.

BATI NİL VİRÜSÜ NEDİR?

İlk kez 1937 yılında Uganda’nın Batı Nil bölgesinde bir insandan izole edilen bir virüs. 45-50 mm büyüklüğündeki bu virüs Flaviviridae familyasının Flavivirus cinsine ait. Bu virüsün ana rezervuar (taşıyıcısı) kuşlar. Bu kuşlardan kan emen özellikle sivrisinek ve keneler bu virüsü alarak insana ve diğer bazı memelilere taşıyor.

(more…)

Bu yazı toplamda 2912, bugün ise 1 kez görüntülenmiş

Tipleri

Singeneik KİT : Tek yumurta ikizleri arasında yapılır.

Allogeneik KİT : Aynı tür içinde alıcı ve verici arasında genetik ilişki olmadan yapılır. Kardeşler arasında yapılan kemik iliği nakli bu gruba girer.

Otolog KİT : Kişinin kendi kemik iliğinin naklidir. (more…)

Bu yazı toplamda 3872, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Son yıllarda gündeme damgasını vuran hastalıklardan biride tavuk vebası olarak da bilinen kuş gribidir. Avian influenza denen bir tür virüs tarafından oluşturulan hastalıköncelikle kanatlı hayvanları etkileyen çok bulaşıcı ve öldürücü bir hastalıktır. Özelliklede evcil kanatlı hayvanları etkilemekle birlikte bütün kanatlılarda, domuzlarda da görülebilir. Bu hayvanlar aracılığıyla insanlara, atlara ve balina ve fok balığı gibi deniz memelerine bulaşabilir. Göçmen kuşlar hatalık etkenini kendileri hastalanmaksızın taşırlar.

Etkenin insanlara bulaşması için etkilenmiş hayvanlar ile yoğun bir temas gereklidir. İnsandan insana bulaşma şu ana kadar bildirilmemiştir. Bulaşma;

• Hasta veya hastalıktan dolayı ölmüş hayvanla temasla,
• Enfekte hayvanın gözyaşı, burun – boğaz akıntısı veya dışkısı ile temasla,
• Enfekte materyalle kirlenmiş yüzeye temasla söz konusudur.

Hasta kanatlı hayvanların eti ve yumurtaları ile bulaşma olduğuna dair bir kanıt bugüne kadar bulunamamıştır.

Etkene maruz kalan kişilerde 2 - 4 gün içinde ateş, boğaz ağrısı, kuru öksürük, solunum güçlüğü gibi grip belirtilerinin yanı sıra karın ağrısı ve isal de görülmektedir.

Bu yazı toplamda 2182, bugün ise 1 kez görüntülenmiş

Kabızlık kelime olarak; az miktarda, sert kıvamda, seyrek ve güç dışkılama olarak tanımlanabilir. Dışkılamada güçlük, dışkılama sonrası boşalmamışlık duygusu gibi kimi olgular normal süre ve kıvamda dışkılama olmasına rağmen bazı hastalar tarafından yanlışlıkla kabızlık olarak değerlendirilmektedir. Bu şekilde yanlış tanımlamalar sonrası bu kişiler kendi kendilerini tedavi etmeye çalışmakta ve buda sonradan ciddi sorunlar doğurabilmektedir. (more…)

Bu yazı toplamda 951, bugün ise 2 kez görüntülenmiş

İshal sıklıkla 0-5 yaş grubunda rastlanır ve özellikle ilk 2 yaşta ölüme yol açan hastalıkların başında gelir. Çok büyük kısmı gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere dünyada her yıl ishalden ortalama 4-5 milyon çocuğun yaşamını kaybettiği öngörülmektedir.

İshalin tanımı günde üç kereden fazla sayıda sulu dışkılamadır. Kıvamı normal iken dışkılama sayısındaki artma ishal olarak sayılmaz. İshalde (diyare), bağırsak hareketlerinin artması, su ve mineral emilimin azalması ve/veya barsaklara vücuttan su ve mineral salgılanmasının artması sonucu dışkı miktarı fazlalaşır. Günlük dışkı sayısı artar veya dışkı kıvamı bozularak yumuşak, sulu bir görünüm alır. (more…)

Bu yazı toplamda 1066, bugün ise 3 kez görüntülenmiş

Besinler infeksiyon hastalıklarının önemli bir kısmında aracı rol oynayabilirler. Bir kısmı sistemik bulgularla veya hastalığa özgü bulgularla seyreden listeryoz, bruselloz gibi hastalıklardır. Ağırlıklı olarak mide barsak sistemi bulguları ile seyreden akut bir tabloyla ortaya çıkanlar ise besin zehirlenmesi olarak tanımlanır. Bir mikroorganizmanın zehirinin(toksin) bulaştığı besinlerin tüketimi ile gelişir. Mide barsak sistemi bulguları ve ateş mikroorganizmanın invazyon(istila etme) ya da toksin aracılığı ile hastalık meydana getirmesine ve toksinin etki mekanizmasına bağlı olarak farklılık gösterir. Bazı mikroorganizmalar ise toksinlerinin etkisi ile mide barsak sistemi bulgularından sinir sistemi bulgularının ağır bastığı botulismus gibi özel besin zehirlenmelerine yol açarlar. Etkenleri ülkeden ülkeye bazı farklar gösterse de hem gelişmiş hem de az gelişmiş ülkelerde sıklıkla görülürler. Etkenlerin türü ve antibiyotik direnç durumu zamanla değişebilmekte ve yeni bazı mikroorganizmalar önem kazanabilmektedir. Diğer bir konu da infeksiyöz olmayan ve yenilen besinlerin kendilerinin içerdiği toksinler nedeniyle oluşan klinik tablolardır ki en tanıdık durumlar mantar zehirlenmesi, bal zehirlenmesi, deniz ürünleri zehirlenmesidir. Karın ağrısı, bulantı, kusma ve ateş en çok karşılaşılan şikayetler olarak göze çarpar. Bu şikayetler genelde besinlerin alınmasından 8–72 saat sonra ortaya çıkar.

Konuyla ilgili sunuma buradan ulaşabilirsiniz.

Besin Zehirlenmeleri

Bu yazı toplamda 1607, bugün ise 0 kez görüntülenmiş