‘nefes darlığı’ etiketinin bulunduğu yazilar

ÜREMİK SENDROM

12.12.2008

Kronik böbrek hastalıkları böbreğin görevlerini yerine getirememesi sonucunda ortaya çıkan durumlardır. Bu hastalıkta bulgular özellikle üre gibi böbrekler aracılığı ile vücuttan atılan zararlı maddelerin birikmesi sonucu meydana gelir.

Bu hastaların derileri soluk, kirli ve sarı renkli görünümdedir. Bu hem hastalarda ki kansızlıktan hem de ürenin yüksek seviyede olmasından kaynaklanmaktadır. Bazı hastalarda ise aşırı kaşıntıdan dolayı tüm vücutta çizikler ve kaşımanın şiddetinden kaynaklanan yaralar mevcuttur. Kaşıntının nedeni ise ürenin yüksek olmasıdır. Bu hastalarda ayrıca özellikle parmak uçlarında olan ancak diğer vücut kısımlarında da görülebilen yara ve ülser odakları vardır. (more…)

Bu yazı toplamda 6956, bugün ise 3 kez görüntülenmiş

NEFES DARLIĞI

29.11.2008

Normalde bilinçsiz olan solunum hareketlerinin bilinçli olması ya da soluk alıp vermek için çaba sarfetmek olarak tarifleyebileceğimiz nefes darlığının ne yazık ki ölçilebilir bir derecesi yoktur. Yani kişi eğer nefes almakta zorluk çektiğini söylüyorsa bunu doğru kabul etmek zorundayız. Böyle bir durumda buna sebep olması muhtemel durumlar araştırılır. Akciğer hastalıkları, kalp hastalıkları, kansızlık ve psikolojik nedenler bunların başında yer alır. (more…)

Bu yazı toplamda 15354, bugün ise 6 kez görüntülenmiş

SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİ

27.11.2008

Solunum fonksiyon testleri akciğer hastalıklarının tanı ve takibinde çok önemli bir yere sahip, spirometre isimli cihazla yapılan bir testtir. Yapımı beş dakikadan kısa süren ve sonucunun hemen alındığı bu testler ile hastalığın cinsi, ağırlık derecesi, uygulanan tedaviden hastanın ne kadar faydalanmış olduğu, mesleki hastalıklar gibi durumların taramasında ve ameliyat öncesi hastaya anestezi uygulanıp uygulanamayacağı hakkında geniş bilgi verir. Test değişik solunum durumlarında akciğerlerin hacmini ve akciğerlerde ki hava akım hızı hakkında veri toplamak zerine kuruludur. Hastanın burnu plastik bir mandal ile kapatılır. Böylece tüm nefesin ağız yolu ile alınması sağlanır. Hastanın önce normal şekilde nefes alıp vermesi istenir. Sonra kişiden tüm gücüyle nefes alması ve ardından da uygulayıcı tarafından dur denene kadar nefesini vermesi istenir. Elde edilen veriler bilgisayar ortamında değerlendirilir. Akciğerlerin yapısının sertleşmesi(fibrozis), zatürre, verem, yapısal akciğer hastalıkları, göğüs bölgesinde ki kemik yapıların problemleri, diafram hareketinin olmadığı frenik sinir felci, akciğerde sıvı birikmesi ve akciğerin yırtılmasına bağlı hava kaçaklarının olduğu durumların tanısında oldukca faydalıdır.

Bu yazı toplamda 2772, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

TALASEMİ

24.09.2008

Hemoglobinin yapısal anormalliklerinden sık görülen bir diğeri ise talasemilerdir. Klinik olarak çok farklı seyreden türleri vardır.

Talasemi taşıyıcılığı denilen türde kişilerin genelde şikayetleri olmaz. Bunlar teadüfen yapılan incelemeler sonrasında yakalanır ve genel durumları çok iyidir. Sadece genetik danışmanlık önerilir. Çünkü bu kişiler eğer akraba evliliği ya da aynı köy, mahalle gibi genetik olarak yakın ilişki içindeki biri ile evlenir ise çocuklarında talasemi görülme olasılığı artar.

Cooley anemisi denilen talasemi ağır seyrettiği türünde ise kişiler doğumda normaldir. (more…)

Bu yazı toplamda 2331, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

ORAK HÜCRELİ ANEMİ

24.09.2008

Hemoglobin kırmızı kan hücrelerinin yapısında bulunan ve kanın asıl oksijen taşıyan yapısıdır. Dolayısıyla yapısında ki, yapımında ki herhangi bir problemde kansızlık belirtileri ortaya çıkar. Dünyada en sık rastlanan hemoglobin anormalliği ise orak hücreli anemidir. hemoglobinin yapısında genetik bir anormallik vardır. Özellikle oksijen miktarının azaldığı durumlarda kırmızı kan hücreleri şekil değiştirip orak halini alır. Bu değişim normalde rahatlıkla geçebildiği damarlardan geçmelerini zorlaştırır ve kan hücrelerinin parçalanmasına neden olur. Hastaların genelde el ve ayaklarda ağrı şikayetleri olur. Bunlar buradaki damarların tıkanıklığına bağlıdır. İnfeksiyon, alkol, susuz kalma, soğuk, cerrahi işlemler bu durum provoke edebilir. Bir diğer başvuru şekli ise parvovirüs denen bir virüs nedeniyle kan hücre yapımının tamamen bozulmasıdır. Aplatik kriz denen bu tablo genellikle kişinin hayatında sadece bir kez olur, o da çocukluk çağında olur. Erişkinlerde pek rastlanmaz. Bu kişilere tanı koymak için hemoglobin elktroforezi yapılır. Tanı konulduktan sonra kişiye gerekli önlemler anlatılır. Bu hastalara kan verilmesi kontrendikedir. Genel durumu ve şikayetleri daha da kötüleştirir.

Bu yazı toplamda 1689, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

APLASTİK ANEMİ

23.09.2008

Anemi türlerinden biride aplastik anemidir. Kanda kan hücrelerinin düşük olması ile karakterize bir hastalıktır. Yani yapılan tam kan sayımında lökositler, eritrositler ve trombositler belirlenen değerlerin altındadır. Her yaşta görülebilmesine rağmen en çok gençlerde karşımıza çıkmaktadır. Genellikle sebebi bilnemezken bulunabilen sebepler arasında en sık rastlananlar radyasyona maruz kalma, benzen maruziyeti, hepatit C, ilaçlar ve kimi genetik rahatsızlıklardır. Hastaların genelde ilk şikayetleri kanamadır. Daha sonra kansızlık şikayeti ile başvurur, tekrarlayan enfeksiyonlarla başvuru ise nadirdir. Gece terlemesi, kilo kaybı gibi şikayetlerin olmaması tümoral lezyonlardan ayırır. Yapılan kemik iliği biopsisi ile kesin tanı konulur. Kanama ve enfeksiyon en sık ölüme sebebiyet veren şikayetlerdir. Hastalığın tedavisinde ilk tercih kemik iliği naklidir. Ayrıca kimi yeni nesil ilaçlar da tedavi de kullanılmaktadır.

Bu yazı toplamda 1714, bugün ise 0 kez görüntülenmiş